Etiketler
NEREYE GİTTİ BU ÜLKÜCÜLER?
Artık bizde yaşlanıyoruz. Bunun lami cimi kalmadı. Gençlik Önce ağabey diyorlardı, şimdi Amca demeye başladı bizim kuşağa, en büyük göstergesi bu. Yaşlılığımızın bir başka göstergesi, kurduğumuz cümle yapıları değişmeye başladı. “bizim zamanımız dalı, nerede o eski günlerli” cümleler kurmaya başladık. Hey-hat yaş kemale erdi. Ama gerçek bu! Demek ki bu tür cümleleri kurmanın da bir zamanı varmış. Biz de artık o zaman di-limine girdik. Geçenlerde ajans/haber izliyorum. Bir grup genç slogan atıyor; “vur de vuralım. Öl de ölelim” bu söylemler Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bir mitinginde atılıyor. Bizim ve bizden önceki kuşak bu tür sloganları hatta daha sertlerini Rahmetli Alparslan Türkeş zamanından bilir. O dönem bir dava ve bu davanın neferleri olan Ülkücü Hareket vardı. Şimdi Ne değişti de Ülkü ruhu can çe-kişmeye başladı. İşte tamda bu nokta da ilk akla gelen soru “Nereye gitti bu Ülkücüler?” oluyor. Siyasi partilerde Kurucu liderlerle o liderin mirasını yiyenler arasında ciddi fark var. Kurucu Genel başkanlar yaşadıkları ve partinin başında kaldıkları sürece eleşti-rilmezler. Onlar bir milat olarak tarihe geçerler. Oysa Seçimle iş başına gelmiş genel başkanların miadı bellidir. Ancak ne var ki MHP’de miadı dolsa da ısrarla koltuğu yapışan zihniyet emanet aldıkları “Dava”yı ileri götürmek yerine, geri götürmektedir. Bu aynı zamanda söz konusu dava arkadaşlarıyla da yol ayrımını getirmekte. Dün vatanın gönüllü bekçileri olan ülkücüler, bugün kendi vatanlarında yetim kalmış gibiler. O yüzden ülkücü hareket zayıflamış kan kaybetmiştir. Ruşen Çakır’ın Siyah/beyaz yayınlarından çıkan “ne-reye gitti bu ülkücüler” kitabına bir göz attığınızda dönemim Ülkücü hareketine hizmet etmiş kişilerden gelen mektuplar bu sorunun kısmen cevabını vermekte işte size birkaç (alıntı) örnek. Genel olarak “buradayız ,ama kırgınız” diyenlerin çoğunlukta olduğu mektuplar tarihi bir ders niteliğinde. Erhan Yavuzyılmaz/Hatay’dan “Bahçeli ve ekibi diğer siyasi partilerden farksız hareket etmişlerdir” derken, Yozgat’tan Faruk Kapusuz, “Bahçeli neden seçime gitti, baraj altında kalacağını bilmiyorsa bu siyasi basiretsizliktir” diyor. Öte yandan “Bahçeli ağabey bile olmadı” diyende var, nöbetin artık devredilmesi gerektiğine inanan önlerinin açılmasını isteyen gençlikte var. Bu ve buna benzer tam 376 tane mektup. Hepsi üzgün hepsi kırgın daha kötüsü hepsi suskun. Durum o ki giden bu ülkücüler 9 ışık yanmadan, parti içi fırsat eşitliği sağlanmadan, mafyacılık oynamadan, lider-teşkilat-doktorin yeniden gözden geçi-rilmeden, Hilal bıyık bırakmayacak ve “Ya Allah Bismillah Allahuekber” demeyecekler. Apo’yu Neden asmadınız, neden elinizi masaya vurmuyorsunuz? diye soran ülkücüler, sandık geldiğinde de kırgın küskün, ama inançla oy kullanmaya giderken, acaba mühür’ü hangi amblemin üzerine vuracak bekleyip göreceğiz. MHP biran evvel toparlanmaz ve tarihini gözden geçirip yeni yol haritası çizmezse biz daha çok sorarız bu soruyu ” ülkücüler nereye gitti “diye. Atı alan Üsküdar geçer. Bir de Üsküdar’dan el sallar bile.
Bu yazı 2013-03-27 saat 03:04:51 eklendi ve 289 defa okundu